Rutherford ve Bohr Modelleri
Rutherford, altın folyeye alfa parçacıkları göndererek yaptığı deneylerle, atomun büyük kısmının boşluk olduğunu keşfetti. Bu deneylere dayanarak yeni bir atom modeli önerdi. Bu modele göre, atomun merkezinde pozitif yüklü çekirdek bulunur ve elektronlar bu çekirdeğin etrafında geniş boşluklarda dağılmıştır. Pozitif yükler "proton" olarak adlandırıldı ve atomun kütlesinin yaklaşık yarısını oluşturuyordu.
Rutherford modeli, önemli bir soruya cevap veremiyordu: Elektronlar neden çekirdeğe düşmüyor? Bohr, bu sorunu çözmek için kendi modelini geliştirdi. Bohr'a göre elektronlar belirli enerji düzeylerinde (yörüngelerde) bulunurlar. Bu düzeyler K, L, M, N veya 1, 2, 3, 4 gibi sayı ve harflerle gösterilir. Çekirdeğe en yakın kabuk en düşük enerjiye sahiptir.
Bohr, atomun enerji seviyeleri kavramını tanıtarak atomların neden belirli dalga boylarında ışık yaydığını açıkladı. Bir elektron enerji alarak daha yüksek seviyeye çıkar (uyarılmış hal), sonra temel hale dönerken bu enerjiyi ışıma olarak yayar. Yaydığı ışığın enerjisi, iki enerji düzeyi arasındaki farka eşittir.
⚡ Pratik bilgi: Neon lambaları ve havai fişekler tam da bu prensiple çalışır! Elektronlar enerji alıp sonra bunu ışık olarak geri verdiğinde, göz alıcı renkler ortaya çıkar.
Ancak Bohr modeli de tek elektronlu atomları açıklamakta başarılıyken, çok elektronlu atomlar için yetersiz kaldı. Modern atom teorisinde, elektronların belirli yörüngelerde hareket ettiği fikri yerine, elektronların bulunma olasılığının yüksek olduğu elektron bulutu kavramı kullanılmaktadır.