Edebiyat-Toplum İlişkisi ve Edebi Akımlar
Edebiyat, toplum sorunlarını dile getirerek toplumsal değişimi etkiler. Hiçbir edebi eser içinde doğduğu toplumun şartlarından bağımsız değildir. Bu ilişki karşılıklıdır: Toplum edebiyatı şekillendirir, edebiyat da toplumu.
Edebiyat akımları Tanzimat döneminde Türk edebiyatında görülmeye başlar. Bunlar arasında iki önemli akım Klasisizm ve Romantizmdir. Klasisizm, 17. yüzyılda Fransa'da ortaya çıkmış, aklı ve sağduyuyu merkeze alan, kuralcı bir akımdır. Romantizm ise 18. yüzyılın ikinci yarısında gelişmiş, duyguları ve hayali ön plana çıkarmıştır.
Klasisizm özellikleri arasında ahlaki ve öğretici eserler vermesi, sanatçıların kişiliklerini gizlemesi ve eski Yunan-Latin edebiyatından esinlenmesi sayılabilir. Bu akımın önemli temsilcileri dünya edebiyatında Racine, Moliere ve La Fontaine; Türk edebiyatında ise Şinasi ve Ahmet Vefik Paşa'dır.
Romantizm ise ahlaki amaç gütmez, sanatçılar kişiliklerini eserlerinde gösterirler ve konu olarak milli tarihi ve günlük hayatı işlerler. Dünya edebiyatında Shakespeare, Victor Hugo ve Goethe; Türk edebiyatında Namık Kemal, Ahmet Mithat Efendi ve Abdülhak Hamit Tarhan bu akımın önemli temsilcileridir.
Önemli Not: Edebiyat akımlarını öğrenirken sadece özelliklerini ezberlemek yerine, o dönemin toplumsal koşullarını anlamaya çalışın. Böylece akımların neden ortaya çıktığını daha iyi kavrayabilirsiniz.