Edebiyat ve Din İlişkisi
Nazım Hikmet'in "Makinalaşmak istiyorum" şiiri, edebiyat ve teknoloji ilişkisinin güzel bir örneğidir. Bu şiir, fütürizm akımının Türk edebiyatındaki yansımasını gösterir.
Edebiyat, insana ait duygu, düşünce ve hayalleri dilin imkanlarıyla en güzel şekilde anlatma sanatıdır. Bu sanat, bir dönemin ve toplumun hissiyatını, inançlarını, irfanını ve estetik dünyasını yansıtır. Türklerin İslamlaşma süreci, edebiyatımızda önemli bir dönüşüme neden olmuş ve yeni bir estetik anlayış ortaya çıkarmıştır.
Edebi eserler, yazıldıkları dönemin kültürel ve toplumsal özelliklerini barındırır. Bir edebiyat eseri, tıpkı tarih gibi, belli bir döneme ayna tutar ve o dönemin insanını, yaşamını, gelenek ve göreneklerini yansıtır. Bu nedenle edebiyat eserleri, yaşandıkları dönem ve toplum bağlamında incelenebilir.
Dinin edebiyat üzerindeki etkisi çok büyüktür. Kök Türk ve Uygur Edebiyatı'nda Şamanizm'in etkisi açıkça görülür. Türklerin Kök Türk alfabesinden Uygur alfabesine geçişinde belirleyici faktör din olmuştur. İslamiyet'in kabulüyle birlikte şiirlerde dini etkiler belirginleşmiş ve yeni bir edebiyat anlayışı doğmuştur.
Bunu bilmek önemli: Edebiyat tarihini inceleyen özel bir bilim dalı vardır ve bu dal, edebi eserlerin yazıldıkları dönem, toplum, kültür ve geçmiş bağlamında incelenmesini sağlar.