Simyadan Kimyaya
Kimya bilimi, kökenini "Simya" adı verilen ve bilimsel temelleri olmayan bir uğraştan almıştır. Simyanın temel amacı değersiz madenleri altına çevirme ve ölümsüzlük iksiri bulmaktı. Simya, bilimden farklı olarak teorik temellere dayanmaz, sistematik bilgi içermez ve sınama-yanılma yöntemiyle ilerlerdi.
Simyadan kimyaya geçişte önemli faktörler arasında terazinin yaygın kullanımı, deneylerin sistematik yapılması ve teorilerin deneylerle ilişkilendirilmesi yer alır. Damıtma, kristallendirme, özütleme gibi teknikler ile imbiğin geliştirilmesi gibi araç-gereçler simyadan kimyaya aktarılan önemli mirastır.
Kimya bilimine katkı sağlayan önemli isimler arasında atomu ilk ortaya koyan Democritus, dört element (hava, su, toprak ve ateş) fikrini ortaya atan Empedokles ve Aristo bulunur. Cabir Bin Hayyan atomda yoğun bir enerji olduğunu ve atomun parçalanabileceğini belirtmiş, imbiği geliştirmiş ve birçok asidi keşfetmiştir.
Dikkat! Simya ile kimya arasındaki en önemli fark, kimyanın deneysel verilere, ölçüme ve sistematiğe dayanmasıdır. Bu, modern bilimin temel prensiplerinden biridir.