Simyadan Kimyaya
Simya, teorik temellere dayanmayan ve sınama-yanılma yoluyla ilerleyen eski bir uğraştı. Simyacılar değersiz madenleri altına dönüştürme ve ölümsüzlük iksiri bulma peşindeyken, günümüz kimyası deney, gözlem ve bilimsel yöntemlere dayanan sistematik bir bilim dalıdır.
Cabir bin Hayyan, İbn-i Sina ve Aristo gibi önemli simyacılar, birçok teknik ve araç geliştirdiler. Tuzlama, damıtma, kristallendirme gibi simya yöntemleri ve su banyosu, imbik, potalar gibi araçlar modern kimyanın temellerini oluşturdu. Ayrıca simyacılar sayesinde barut, sabun, cam, mürekkep ve kozmetik ürünler gibi önemli buluşlar hayatımıza girdi.
Simyadan kimyaya birçok kimyasal da aktarıldı. Sülfürik asit (Zaç Yağı), nitrik asit (Kezzap), bakır sülfat (Göztaşı) ve yemek tuzu bugün hala kullandığımız kimyasalların başında geliyor. Empedokles'in dört element teorisi ve Demostritus'un atom fikri, kimya biliminin düşünsel temellerini oluşturdu.
Merak Et: Simyacıların ölümsüzlük iksirini bulamadıklarını biliyoruz, ama onların çalışmaları olmasaydı bugün kullandığımız ilaçlar, kozmetik ürünler ve daha birçok madde belki de hiç keşfedilemezdi!
Kimya bilimi bugün birçok farklı dala ayrılıyor. Organik kimya karbon bileşiklerini incelerken, anorganik kimya diğer elementleri ele alır. Biyokimya canlılardaki kimyasal süreçleri, analitik kimya maddelerin analizini, fizikokimya ise fiziksel faktörlerin kimyasal tepkimelere etkisini araştırır. Çevre kimyası, gıda kimyası ve adli kimya ise günlük hayatımızda önemli roller oynayan diğer kimya dallarıdır.