FUTURE TENSE (GELECEK ZAMAN)
İngilizce'de gelecek zamanı ifade etmek için kullanabileceğimiz üç temel yapı vardır. Her biri farklı durumlarda işimize yarar!
İlk olarak "be going to + infinitive" yapısı, önceden planladığımız şeyleri veya niyetlerimizi belirtmek için kullanılır. Örneğin: "I'm going to study history at university" (Üniversitede tarih okuyacağım). Ayrıca ortada bir ipucu varsa tahmin yapmak için de kullanılır: "Look at the black clouds. It's going to rain" (Şu kara bulutlara bak. Yağmur yağacak).
İkinci yapı "will/won't + infinitive", ani kararlar, teklifler, sözler ve gelecekle ilgili kesin gerçekler için kullanılır. "I'll have a cheese sandwich, please" (Bir peynirli sandviç alacağım) bir ani karar örneğidir. "I'll carry that box for you" (O kutuyu senin için taşıyacağım) bir teklif örneğidir. Tahminler için de kullanılabilir: "I guess they'll arrive by 11 am" (Sanırım saat 11'e kadar varacaklar).
Üçüncü yapı şimdiki zaman (Present Continuous) formudur ve zaman belirten ifadelerle (tonight, tomorrow, next week) kullanıldığında gelecekteki kesinleşmiş planları anlatır: "We're leaving tomorrow morning" (Yarın sabah gidiyoruz), "I'm meeting Fred at 7 pm on Tuesday" (Salı günü saat 7'de Fred ile buluşuyorum).
İpucu: Tahminlerinizi daha doğru ifade etmek için "perhaps, maybe, definitely, probably" gibi zarfları veya "think, believe, guess, hope" gibi fiilleri kullanabilirsiniz. Örneğin: "They'll probably stay at home for the weekend" (Hafta sonu muhtemelen evde kalacaklar).