İlkçağ Felsefesi ve Doğa Filozofları
Felsefe sadece Yunan uygarlığına özgü değildi. Çin, Hint, Mezopotamya, İran, Sümer ve Mısır gibi birçok uygarlıkta felsefi düşünce gelişmişti. Ancak Yunan felsefesi, okullar açıp kitaplar yazarak ve felsefi düşünceyi sistematik biçimde öğreterek günümüz felsefesine en büyük katkıyı sağladı.
Anadolu, birçok önemli doğa filozofuna ev sahipliği yapmıştır. Thales, Anaksimandros, Anaksimenes, Anaksagoras, Herakleitos gibi düşünürler burada yaşamış ve evrenin temel yapısını sorgulamışlardır. Bu filozoflar, her şeyin özünde ne olduğu sorusuna yanıt aramışlardır.
Doğa filozofları evrendeki her şeyin temelinde yatan ilk nedeni, yani arkheyi bulmaya çalıştılar. Thales'e göre arkhe suydu - her canlının içinde bulunur, form değiştirebilir ama özü değişmez. Anaksimandros ise arkhenin soyut bir kavram olan aperion (sınırsız, belirsiz) olduğunu söyledi. Anaksimenes havayı temel madde olarak gördü. Empedokles dört elementi (toprak, hava, su ve ateş) birleştiren sevgi ve ayrıştıran nefret güçlerini tanımladı. Demokritos ise evrenin temeline atomları koydu.
Düşündürücü Not: Günümüz bilimi Demokritos'un atom teorisine benzer açıklamalar yapıyor. 2500 yıl önce hiçbir teknolojik alet olmadan sadece akıl yürüterek bu sonuca varabilmesi etkileyici değil mi?