Sözlü Edebiyat Dönemi ve Temel Özellikleri
Sözlü Edebiyat Dönemi, M.S. VIII. yüzyıla kadar Türklerin henüz yazıyı kullanmadığı zamanlarda gelişmiştir. Bu dönemde edebi ürünler kulaktan kulağa yayılarak varlığını sürdürmüş, Şamanizm, Maniheizm ve Budizm gibi dinlerin etkisi altında şekillenmiştir.
Mitoloji ile sözlü edebiyat arasında güçlü bir bağ vardır. Toplumu derinden etkileyen olaylar, halk arasında anlatılarak mitolojik unsurları ortaya çıkarmış, bu da destanların oluşumunu hızlandırmıştır. Türk mitolojisinde kadın, at, bozkurt, ışık ve ağaç gibi öğeler sıkça karşımıza çıkar.
Dönemin başlıca edebi ürünleri şunlardır:
- Koşuk: Av törenleri sırasında söylenen, doğa, aşk ve savaş konulu şiirler
- Sav: Bugünkü atasözlerinin ilk biçimi olan özlü sözler
- Sagu: Ölüm törenlerinde söylenen şiirler
- Destan: Toplumu derinden etkileyen olayları anlatan, olağanüstü unsurlarla süslenen uzun manzum eserler
💡 Destanlar, bir milletin kolektif belleğini yansıtan en önemli sözlü kültür hazinelerimizdir. Bu eserler, atalarımızın hayal gücünü, korkularını ve umutlarını bize taşır!
Destanlar genellikle anonim olup, toplumun ortak görüş ve değerlerini yansıtır. Milli dilde ve milli nazım ölçüsüyle söylenen bu eserlerde, olağanüstü olaylar ve seçkin kişiler (kral, han, hakan) yer alır. Konuları genellikle kahramanlık, yurt sevgisi ve doğal afetlerdir.
Destanlar oluşumlarına göre ikiye ayrılır: Doğal Destanlar (halk arasında kendiliğinden oluşan, anonim ürünler) ve Yapma Destanlar (bir şairin bilinçli olarak oluşturduğu eserler). Türk destanları arasında Yaratılış, Alp Er Tunga, Oğuz Kağan, Bozkurt, Ergenekon ve Göç Destanı gibi önemli eserler bulunmaktadır.