Küçürek (Minimal) Hikâye
Resim ve sinema gibi sanat dallarındaki minimal yaklaşım, hikâye türünü de etkileyerek 20. yüzyılın sonlarında küçürek hikâye adı verilen yeni bir türün doğmasına neden olmuştur. Türk edebiyatı için yeni sayılan bu tür, hikâyenin alt kolu olarak başlamış, ancak zamanla bağımsız bir tür haline gelmiştir.
Küçürek hikâye, kısa ve yoğun anlatımıyla dikkat çeker. Az sayıda kelimeyle etkili bir anlatım sağlamak amaçlanır. Didaktik amaçlardan uzak, okuyucuyu şaşırtmayı hedefleyen ve öykünün başını ve sonunu okuyucunun hayal gücüne bırakan bir yapısı vardır. Küçük ve sıradan duyguları etkileyici bir tarzda anlatmasıyla öne çıkar.
Klasik hikâyedeki serim, düğüm, çözüm bölümleri yoktur; bunlar okurun düş gücüne bırakılır. Yazar çoğu zaman imgeler kurar ve onların gücünden yararlanır. Dünya edebiyatında "flash fiction", "short-short story" gibi isimlerle anılan bu türün önemli temsilcileri arasında Franz Kafka ve Max Jacob sayılabilir.
Önemli! Türk edebiyatında Ferit Edgü, Necati Tosuner, Tarık Günersel, Hulki Aktunç, Haydar Ergülen, Rasim Özdenören ve Ayfer Tunç, küçürek hikâyenin öne çıkan yazarlarıdır.
Küçürek hikâye örneği:
"Köyün en hoppa kızını, köyün en aptal gencine verdiler. Sayısız çocukları oldu ama hiçbiri o aptal gençten değildi." (Ferit Edgü)
Örnek Metin İncelemesi
Ferit Edgü'nün bir küçürek hikâye örneği:
"Zaman atının üstündeki delikanlı, köşede oturan yaşlı adama; 'Hayatı arıyorum.' dedi.
Yaşlı adam, delikanlıya; 'Doğruca devam et!' dedi, 'Hemen yolunun üstünde...'
Ne kadar gitti bilemedi, ileride bir kadına bir kez daha sordu: 'Hayatı arıyorum!'
Kadın, artık yaşlanmış olan adama; 'Ters yöndesin.' dedi, 'geçmişsin, geldiğin yerdeydi...'
Adam geriye doğru baktı. Hiçbir şey göremiyordu."
Bu hikâyenin teması "hayat", konusu ise "hayatın farkında olmadan yaşamak"tır. Gözlemci bakış açısıyla yazılmış, kısa, yalın, duru ve yoğun bir dil kullanılmıştır. Gösterme (diyalog şeklinde) ve tahkiye (anlatma) tekniklerinin kullanıldığı tipik bir küçürek hikâye örneğidir.