Cumhuriyet Dönemi Hikâye Anlayışları - II
Milli Edebiyat Zevk ve Anlayışını Yansıtan Hikâye özellikle 1923-1940 yılları arasında etkili olmuştur. Bu hikâyelerde Kurtuluş Savaşı, Atatürk ilke ve inkılapları, Milli Mücadele Dönemi ve Anadolu insanının yaşamı konu edilir. Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Halide Edip Adıvar ve Reşat Nuri Güntekin bu anlayışın önemli temsilcileridir.
Dini Duyarlılıkla Yazılan Hikâyelerde tasavvuf, maneviyat ve ahlaki değerler ön plandadır. Bu anlayışta hem geleneksel hem de modern anlatı teknikleri bir arada kullanılır. Hikâyeler genellikle kasaba yaşamını yansıtan mekânlarda geçer. Necip Fazıl Kısakürek, Nazan Bekiroğlu ve Rasim Özdenören bu akımın önemli temsilcileridir.
1940-1960 yılları arasında yoğunluk kazanan Modernist Hikâye anlayışında toplumsal-geleneksel kurallara karşı çıkış, iç çatışmalar ve bireyin toplumda yalnızlaştırılması temaları işlenir. Bu hikâyelerde bilinç akışı, iç çözümleme ve geriye dönüş teknikleri sıkça kullanılır. İhsan Oktay Anar, Nazlı Eray ve Bilge Karasu bu anlayışın önde gelen temsilcileridir.
Dikkat! Modernist hikâyeyi diğer türlerden ayıran en önemli özellik, alışılmışın dışına çıkması ve geleneksel anlatım tekniklerini yıkmasıdır. Bu hikâyelerde kronolojik zaman anlayışı genellikle terk edilir ve okuyucu zihinsel bir çaba göstermek zorunda kalır.