Empresyonizm, Fütürizm ve Kübizm
Empresyonizm (İzlenimcilik), 19. yüzyılın sonlarında Fransa'da önce resim alanında görülmüş, sonra edebiyat ve müzikte de etkili olmuş bir akımdır. Bu akımda dış dünya ile ilgili gözlemler tüm ayrıntılarıyla değil, sanatçının edindiği izlenimler ölçüsünde aktarılır.
Empresyonist sanatçılar, dış dünyadaki varlıkların gerçek, realist yönünü değil, kendilerinde uyandırdığı izlenimleri anlatır. Özgürlüğün sembolü olan empresyonizmde, özellikle resimde alışılmış hiçbir kurala bağlı kalınmaz. Bu nedenle renklerin özgürlüğü ve sistemsiz bir coşkunluk hakimdir. Batı'da Monet, Cezanne, James Joyce gibi isimler; Türk edebiyatında ise Ahmet Haşim bu akımın temsilcileridir.
Fütürizm (Gelecekçilik), 20. yüzyılın başlarında İtalya'da ortaya çıkmış bir sanat akımıdır. Makineyi ve hızı edebiyata taşıyan bu akım, hayattaki her şeyin hareketli olduğunu savunur. Sanatçı kendinde bir hız bulmuş ve yapıtını bu hıza uydurmuştur. Geçmişe ve durgun davranışa düşmandır. Marinetti ve Mayakovski Batı'daki; Nazım Hikmet ve Abidin Dino ise Türk edebiyatındaki temsilcileridir.
Kübizm, 20. yüzyılın başında empresyonizme tepki olarak ortaya çıkmış, daha çok resimde kendini göstermiştir. Değişmeyen ve devamlı olan eşyanın özünün betimlenmesine çaba gösterir. Eşyanın hem dış görünüşünün hem de özünün gösterilmesi gerektiğini savunur. Salmon, Jacob ve Cocteau akımın önemli temsilcileridir.
🚀 Fütürizm, hız çağının öncüsü sayılabilir. Günümüzün teknoloji odaklı dünyasını çok önceden haber veren bu akım, dinamizmi ve gelecek vizyonuyla dikkat çeker.