Teşbih, İstiare ve Mecaz-ı Mürsel
Günlük hayatta "aslan gibi" ya da "çiçek gibi" dediğimizde aslında teşbih yapıyoruz. Teşbihte dört öğe var: benzetilen, kendisine benzetilen, benzetme yönü ve benzetme edatı. Bu sanat, zayıf olanı güçlü olana benzeterek anlamı kuvvetlendirir.
İstiare ise teşbihin daha gelişmiş hali. "O bir aslan" dediğimizde cesur insanı kastederiz ama "insan" kelimesini hiç söylemeyiz. İki türü var: açık istiarede sadece kendisine benzetilen söylenir, kapalı istiarede ise sadece benzetilen kullanılır.
Mecaz-ı mürsel benzetme değil, tamamen farklı bir mantık. "Halit Ziya'yı okudun mu?" derken yazarı değil, eserlerini kastediyoruz. Bu sanat parça-bütün, neden-sonuç gibi ilişkilerle kurulur ve günlük konuşmalarımızda çok yaygın.
💡 İpucu: Sınavda karışmasın diye şöyle hatırla: Teşbihte "gibi" var, istiarede yok, mecaz-ı mürselde ise hiç benzetme yok!