1960 Sonrası Modern Hikaye
1960'lı yıllar Türk hikayeciliği için gerçek bir dönüm noktası oldu. Bu dönemde toplumsal konular, bireyin kişisel bunalımlarıyla harmanlanarak modernist hikaye anlayışını ortaya çıkardı.
Modern hikayenin temel temaları oldukça çarpıcı: bireyin bunalımı, toplumla uyuşamama, derin huzursuzluk ve yalnızlık duygusu. Bu temalar günümüzde bile pek çok insanın yaşadığı duygular!
Teknik açıdan da büyük yenilikler geldi. Bilinç akışı, iç konuşma ve geriye dönüş teknikleri hikayenin vazgeçilmez unsurları haline geldi. Artık hikayeler sadece dış olayları anlatmıyor, karakterlerin iç dünyasına da derinlemesine iniyordu.
Not: Bu dönemin önde gelen isimleri arasında Oğuz Atay, Yusuf Atılgan, Nezihe Meriç, Haldun Taner ve Bilge Karasu gibi ustalar var - sınavlarda mutlaka karşınıza çıkacak isimler!
Haldun Taner'in "Sancho'nun Sabah Yürüyüşü" hikayesi dönemin mükemmel bir örneği. Hikayenin kahramanı bir köpek olan Sancho, aslında toplumsal eleştiri için kullanılan güçlü bir sembol. Yazar, sabah yürüyüşü sırasında karşılaşılan köpekler ve sahiplerinin davranışları üzerinden politik ve sosyal eleştiri yapıyor.
Haldun Taner Türk edebiyatında epik tiyatro ve kabare tiyatrosunun öncüsü. Güçlü gözlem yetisi, canlı ve nükteli üslubuyla tanınıyor. Başlıca eserleri arasında "Şişhaneye Yağmur Yağıyordu", "Keşanlı Ali Destanı" ve "Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım" bulunuyor.