Modernist Hikayenin Dünya ve Türk Edebiyatındaki Yeri
Modernist hikaye, gerçeklerin göründükleri gibi olmadığını ve yerleşik kurallara isyanı savunan bir anlayıştır. Franz Kafka, Albert Camus ve J.P. Sartre gibi yazarların temsil ettiği varoluşçuluktan etkilenir.
Modernist edebiyat, "bunalım edebiyatı" olarak da adlandırılır. Bu tür eserlerde insan karmaşık bir varlık olarak sunulur ve bireyin kozmik yalnızlığı anlatılır. Toplumdan kaçış, geleneklere isyan ve bireysel bunalımlar derinlemesine işlenir.
Modernist Hikayenin Özellikleri:
- Gerçeklik karşısında kuşkucu ve tedirgin, içe dönük, yabancılaşmış birey
- Kronolojik zaman yerine bilinç akışıyla kesintili anlatım
- Olay örgüsü ve mekanın geri planda kalması
- Psikolojik özelliklerin ön planda olması
- Anlatımda simgesel (alegorik) dil kullanımı
- Geleneksel anlatım tekniklerinin dışına çıkılması
- Şiirsel bir söyleyişin amaçlanması
Bunu Unutma! Modernist hikayede geleneksel "olay, karakter, çevre" unsurları yerine "simge, imge ve bakış açısı" gibi ögeler ön plana çıkar.
Batı Edebiyatındaki Temsilcileri: James Joyce, Robert Musil, Virginia Woolf, Henry James, Marcel Proust
Türk Edebiyatındaki Modernist Sanatçılar: Bilge Karasu, Yusuf Atılgan, Orhan Pamuk, Füruzan, Oğuz Atay, Rasim Özdenören, Adalet Ağaoğlu, Vüs'at O. Bener, Ferit Edgü, Nezihe Meriç, Elif Şafak
Örnek Hikayeler: "Korkuyu Beklerken" (O. Atay), "Yüksek Gerilim" (A. Ağaoğlu), "Troya'da Ölüm Vardı" (B. Karasu), "Bozbulank" (N. Meriç), "Kaçkınlar", "Bir Gemide" (F. Edgü)
Modernist hikaye, geleneksel anlatımdan kopuşu ve modern insanın iç dünyasını tüm karmaşıklığıyla yansıtmayı amaçlar.