Düşünce Akımları ve 31 Mart Olayı
Osmanlı'nın son dönemlerinde devleti kurtarma çabaları çeşitli düşünce akımlarını ortaya çıkarmıştır. Osmanlıcılık, ülkede yaşayan herkesin din, dil, ırk ayrımı gözetilmeden eşit tutulmasını savunuyor, böylece devletin dağılmaktan kurtulacağını düşünüyordu. Şinasi, Namık Kemal ve Ziya Paşa bu akımın temsilcileriydi.
İslamcılık (Ümmetçilik), Padişah II. Abdülhamid'in de desteklediği, bütün Müslümanların halife egemenliği altında toplanmasını amaçlayan bir düşünce akımıydı. Türkçülük (Turancılık) ise bütün Türkleri tek bir devlet ve bayrak altında toplamayı hedeflerken, Batıcılık Osmanlı'nın kurtuluşunun tek yolunun batıya ayak uydurmak olduğunu savunuyordu.
1909 yılında meşrutiyet karşıtlarının İstanbul'da başlattığı isyan, 31 Mart Vakası olarak tarihe geçmiştir. Bu isyanı bastırmak için Selanik'ten gelen Hareket Ordusu'nun başında Mahmut Şevket Paşa bulunuyordu ve kurmay başkanı ise genç bir subay olan Mustafa Kemal'di.
İlginç bilgi: Bu düşünce akımlarının her biri Mustafa Kemal'in düşünce dünyasını şekillendirmiş, ancak o ileride bambaşka bir yol çizecekti. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda "Ne Batıcı, ne İslamcı, ne Turancı - Türkiye'ye özgü bir model" fikri ağır basacaktı.