Fikir Akımları ve Dağılmayı Önleme Çabaları
Osmanlıcılık, imparatorluk sınırları içindeki herkesi Osmanlı vatandaşı olarak kabul eden düşünceydi. Böylece din ve ırk ayrımı yapmadan herkesin eşit haklarla yaşaması sağlanacak ve dağılma önlenecekti.
İslamcılık (Ümmetçilik) fikri, tüm Müslümanları halifenin etrafında toplayarak devleti güçlendirmeyi amaçladı. Batıcılık (Garpçılık) ise kurtuluş için Batı'nın bilim ve tekniğini benimsemeyi savundu. En son ortaya çıkan Türkçülük (Pantürkizm) akımı, tüm Türklerin bir yönetim altında birleşmesini ve Turancılığı hedefledi.
Osmanlı yöneticileri dağılmayı önlemek için çeşitli adımlar attılar. Tanzimat Fermanı (1839) ile tüm vatandaşlar eşit kabul edildi. Islahat Fermanı (1856) gayrimüslimlere ek haklar tanıdı. Ancak bu girişimler azınlık isyanlarını durduramadı.
I. Meşrutiyet (1876) ile Kanun-i Esasi adlı ilk anayasa hazırlandı ve halk yönetime katılmaya başladı. II. Abdülhamit döneminde askıya alınan bu sistem, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin baskılarıyla 1908'de II. Meşrutiyet ilanıyla tekrar kuruldu ve Mebusan Meclisi yeniden açıldı.
Unutma! Tüm bu reform çabaları Osmanlı'yı kurtarmaya yetmedi. Ancak bu reformlar, ileride kurulacak Türkiye Cumhuriyeti için önemli tecrübeler sağlamıştır.