Tarihsel Kaynaklar ve Güvenilirlik
Tarihçiler araştırmalarında çeşitli kaynaklardan yararlanırlar. Bu kaynaklar dört ana gruba ayrılır: yazılı kaynaklar, sözlü kaynaklar, kalıntılar ve çizili/sesli/görüntülü kaynaklar.
Yazılı kaynaklar tarihçilerin temel dayanağını oluşturur. Arşiv belgeleri, yayınlanmış resmi belgeler, hatıralar ve dönemin basın-yayın organları yazılı kaynaklara örnektir. Sözlü kaynaklar ise tarihi şiirler, hikâyeler, efsaneler, destanlar gibi insanların aktardığı bilgileri içerir.
Kalıntılar, arkeolojik kazılarda elde edilen taş, toprak, kemik ve çeşitli madenlerden yapılmış eşyalar, mağara resimleri, kabartmalar gibi malzemelerdir. Çizili, sesli ve görüntülü kaynaklar ise haritalar, plaklar, fotoğraflar gibi belgeleri kapsar.
Kaynaklar, olaya yakınlıklarına göre birinci el ve ikinci el kaynaklar olarak da sınıflandırılır. Birinci el kaynaklar, tarihi olayın geçtiği döneme ait her türlü bulgudur ve genellikle daha güvenilirdir. İkinci el kaynaklar ise olayın geçtiği döneme yakın ya da o dönemin kaynaklarından yararlanılarak meydana getirilen eserlerdir.
Uyarı: Her kaynak güvenilir değildir! Kaynakların güvenilirliğini değerlendirirken yazarın kimliği, amacı, içeriğin tutarlılığı ve tarihlendirilmesi gibi faktörleri dikkate almalısın.
Tarihsel bilginin üretiminde çarpıtma, algı oluşturma, yönlendirme gibi yanlış tutumlar, toplumda kutuplaşma, güvensizlik, adaletsizlik ve şovenizm gibi ciddi sorunlara yol açabilir. Bu nedenle tarihçiler tarafsız ve nesnel olmalı, bilgileri doğru aktarmalıdır.