İstanbul Antlaşması ve Sonrası
Karlofça Antlaşması'na Rus elçisi katılmadığından, Rusya ile 1700'de ayrı bir İstanbul Antlaşması imzalandı. Bu antlaşmayla Azak Kalesi Rusya'ya bırakıldı, Ruslar İstanbul'da elçi bulundurma ve Kudüs'ü serbestçe ziyaret etme hakkı elde ettiler.
Azak Kalesi'nin Rusya'ya bırakılmasıyla Rusya ilk kez Karadeniz'de kıyı elde etti. Bu, Rusya'nın güneye doğru genişleme politikasının ilk adımıydı. Karlofça sonrası Osmanlı nezdinde Hollanda ve İngiltere önem kazandı, Avrupalı devletler Osmanlı ile savaşmak yerine ticari imtiyazlar elde etme yoluna gittiler.
Osmanlı İmparatorluğu'nun yüzyıllara göre değişen amaçları belirginleşti. 17. yüzyılda ordu ve maliyeyi düzenlemeye, 18. yüzyılda toprak kaybını durdurmaya, 19. yüzyılda ise azınlık isyanlarını engellemeye odaklanıldı.
Unutma! Reisülküttaplık (Dışişleri Bakanlığı) bu dönemde önem kazanmaya başladı. Bu, Osmanlı'nın diplomasi alanında daha aktif olmaya başladığının göstergesiydi.
Karlofça ve İstanbul antlaşmaları, Osmanlı İmparatorluğu'nun "hasta adam" olarak anılacağı sürecin başlangıcını temsil eder. Bu antlaşmalarla imparatorluk, Avrupa için artık bir tehlike olmaktan çıkmıştır.