Kapitülasyonların Sürekli Hale Gelmesi
XVI. yüzyılın sonlarına doğru Osmanlı Devleti, ticaretin yön değiştirmesi, değerli maden hareketleri, uzun süren savaşlar ve nüfus artışı gibi nedenlerle durgunluk ve bunalım dönemine girdi. Bu sırada Avrupa devletleri merkantilizmi benimseyerek ve sömürgecilikle zenginleşiyordu.
Osmanlı Devleti önce Fransa, ardından İngiltere ve Hollanda'ya kapitülasyonlar (ticari ayrıcalıklar) vererek gümrük gelirlerini artırmayı ve Avrupa'da müttefik edinmeyi amaçladı. Ancak 1740'ta I. Mahmut döneminde kapitülasyonlar sürekli hale getirilince bu durum ağır sonuçlar doğurdu.
Kapitülasyonların sonuçları:
- Osmanlı, Avrupa devletlerinin açık pazarı haline geldi
- Yerli esnaf ve zanaatkârlar rekabet edemeyip işlerini kaybetti
- Dış ticaret dengesi ithalat lehine bozuldu, gümrük gelirleri düştü
- Osmanlı, dışarıya ham madde satan, dışarıdan mamul madde alan bir ülke konumuna düştü
- Milli bir sanayileşme hareketi başlatılamadı
Özellikle 1838 Balta Limanı Antlaşması'yla İngiltere'ye tanınan ayrıcalıklar, Osmanlı ekonomisini sanayileşmiş Avrupa devletlerinin kazanç alanına dönüştürdü.
Merkantilist Ekonomi ve Askeri Devrimin Etkileri
Avrupa'daki fiyat hareketleri, Osmanlı Devleti'nde timar sisteminin bozulmasına neden oldu. Devlet, timar topraklarını mukataa haline getirerek iltizam sistemini yaygınlaştırdı. Bu durum askeri düzeni de etkiledi.
Yeni dönemde ateşli silahlar kullanan Avrupa ordularına karşı tımarlı sipahiler yetersiz kalıyordu. Osmanlı Devleti, merkezde sürekli eğitim gören ve tüfek kullanabilen yeniçeri piyadelerinden kurulu bir orduya ihtiyaç duydu. Ayrıca sekban, sarıca ve levent adı verilen ücretli askerler istihdam edildi, ancak bunlar barış zamanında işsiz kalınca halka zulmetmeye başladı.
İlginç Bilgi: İltizam sisteminde, vergi toplama hakkı açık artırmayla mültezimlere verilirdi. Mültezim, belirlenen parayı peşin olarak devlete öder, sonra mukataanın vergilerini toplayarak kâr ederdi.