Büyük Selçuklu Devleti'nin Kuruluşu ve Yükselişi
Selçuklular, Oğuzların Üçoklu boyuna mensup olup İran topraklarında Selçuk Bey tarafından temelleri atılmıştır. Devletin asıl kurucusu ise Tuğrul Bey olarak kabul edilir. Tuğrul Bey döneminde başkent Rey'e taşınmış ve ilk kez Bizans ile Büyük Zap suyu civarında karşılaşılmıştır.
Tuğrul Bey, 1040 Dandanakan Savaşı'nda Gaznelileri ve 1048 Pasinler Savaşı'nda Bizans ve Gürcüleri yenilgiye uğratmıştır. 1055'te Bağdat seferiyle Şii Büveyhoğullarına son vermiş, bunun üzerine Abbasi Halifesi kendisine "Doğunun ve Batının Sultanı" unvanını vermiştir. Bu dönemde İslam dünyasında siyasi otorite Selçuklularda, dini otorite ise Abbasi halifesinde bulunuyordu.
Alp Arslan dönemi, Selçukluların en kritik zaferlerinden birine sahne olmuştur. Kars-Ani Kalesi'ni fethettiği için "Gazi" unvanını alan Alp Arslan, 1071 Malazgirt Savaşı'nı kazanarak Anadolu'nun kapılarını Türklere açmıştır. Bu zafer sonrasında Halife ona "İslam Ülkelerinin Sultanı" unvanını vermiştir.
Not: Alp Arslan, Anadolu'nun hızla Türkleşmesini sağlamak için güvendiği komutanlarına "kılıç hakkı" vererek onları fetih hareketlerinde serbest bırakmıştır. Bu strateji, Anadolu'nun kalıcı bir Türk yurdu haline gelmesinde çok etkili olmuştur.
Selçukluların en parlak dönemi Sultan Melikşah zamanında yaşanmıştır. İranlı vezir Nizamülmülk'ün desteğiyle devlet en güçlü dönemini yaşarken, başkent İsfahan'a taşınmıştır. Nizamülmülk, Nizamiye Medreselerini kurmuş, iktaa sistemini geliştirmiş ve Ömer Hayyam'a Celali takvimini yaptırmıştır. Ne yazık ki hem Sultan Melikşah hem de Vezir Nizamülmülk, Hasan Sabbah'ın kurduğu Haşhaşiler (Batıniler) tarafından şehit edilmiştir.