Anı Türünün Özellikleri ve Türk Edebiyatındaki Yeri
Anı (hatıra nedir) sorusuna cevap veren bu bölüm, anı türünün temel özelliklerini ve Türk edebiyatındaki gelişimini açıklamaktadır.
Tanım: Anı, geçmişte yaşanmış olayların yazarın bakış açısıyla aktarıldığı edebi türdür.
Anı türü özellikleri şu şekilde sıralanabilir:
- Geçmişe dönük olarak yazılır.
- Nesnel olmaktan ziyade öznel bir bakış açısı sunar.
- Belgelerden (mektuplar, fotoğraflar, notlar) yararlanılabilir.
- Açık ve anlaşılır bir dil kullanılır.
Highlight: Anı ve günlük arasındaki en önemli fark, anının geçmişten yazılması, günlüğün ise günü gününe yazılmasıdır.
Anı ve gezi yazısı arasındaki farklar da önemlidir:
- Anı, geçmişe özlem uyandırırken, gezi yazısı yeni yerlere gitme isteği uyandırır.
- Anıda olaylar ön plandayken, gezi yazısında mekânlar ön plandadır.
Example: Dünya edebiyatında ilk anı örneği olarak Julius Caesar'ın "Gallia Savaşı" kabul edilir. Ancak yazılı anlamda bilinen ilk anı, M.Ö. 4. yüzyılda Ksenophon'un yazdığı "Anabasis"tir.
Highlight: Türk Edebiyatında ilk anı örneği 16. yüzyılda Babür Şah'ın yazdığı "Babürname"dir.
Anı çeşitleri iki ana başlık altında incelenebilir:
- Anı-Portre (Kişi Merkezli): Bir kişinin yazarda bıraktığı izlenimleri veya yazarın o kişiyle yaşadığı olayları anlatır.
- Olay Anısı (Olay Merkezli): Yazarın başından geçen olayları anlatır.
Türk Edebiyatında önemli anı örnekleri dönemlere göre şöyle sıralanabilir:
-
Tanzimat Dönemi:
- "Defter-i Amal" - Ziya Paşa
- "Sergüzeşt-i Hayatımın Cild-i Evveli" - Muallim Naci
-
Servet-i Fünun Dönemi:
- "Hayal İçinde" - Halit Ziya Uşaklıgil
-
Milli Edebiyat Dönemi:
- "Mor Salkımlı Ev" - Halide Edip Adıvar
- "Politikada 45 Yıl" - Rıza Nur
- "Çankaya" - Falih Rıfkı Atay
Bu örnekler, Türk Edebiyatında anı türünün gelişimini ve önemini göstermektedir.