Trablusgarp Savaşı ve sonrasındaki gelişmeler, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemindeki önemli dönüm noktalarından birini oluşturur. İtalya'nın 1911'de Trablusgarp'a saldırmasıyla başlayan süreçte, Mustafa Kemal ve diğer Osmanlı subayları gönüllü olarak bölgeye giderek yerel direnişi örgütlemiştir.
Savaşın en dikkat çekici yönlerinden biri, Trablusgarp'a giden gönüllü subaylar ve takma adlarının kullandığı gerilla taktikleridir. Mustafa Kemal Trablusgarp Savaşı'nda Derne ve Tobruk cephelerinde görev almış, burada edindiği tecrübeler daha sonraki askeri kariyerinde önemli rol oynamıştır. Savaş, 1912'de imzalanan Uşi Antlaşması ile sonuçlanmış ve Trablusgarp'ın İtalya'ya bırakılmasıyla neticelenmiştir.
Bu dönemde Balkan Savaşları da patlak vermiştir. 1. Balkan Savaşı (1912-1913) ve 2. Balkan Savaşı (1913) Osmanlı İmparatorluğu'nun Balkanlar'daki hakimiyetinin sonu olmuştur. Bu savaşların ardından gelen 1. Dünya Savaşında Osmanlı İmparatorluğu birçok cephede savaşmak zorunda kalmıştır. 1. Dünya Savaşı cepheleri arasında Kafkas Cephesi, Suriye-Filistin Cephesi, Çanakkale Cephesi ve Irak Cephesi en önemlileridir. Bu savaşlar sonucunda Osmanlı İmparatorluğu büyük toprak kayıpları yaşamış ve siyasi varlığı ciddi şekilde sarsılmıştır. 1. Dünya Savaşı sonuçları açısından bakıldığında, bu süreç Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna giden yolun önemli bir aşamasını oluşturmuştur.