Devletçilik ve İnkılapçılık İlkeleri
Devletçilik İlkesi
Devletçilik ilkesi, Atatürk'ün ilkeleri kısaca açıklamaları arasında ekonomik kalkınma stratejisini temsil eder. Bu ilke, devletin ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda daha hızlı bir gelişme sağlamak amacıyla ekonomiyi kendisinin yönlendirmesini öngörür.
Devletçilik ilkesinin ortaya çıkış nedenleri:
- Ülkenin savaşlardan yeni çıkmış olması ve halkın elinde yeterli sermaye olmaması.
- Sosyal adaletin ve eşitliğin sağlanması için yatırımların bir an önce yapılması gerekliliği.
- Fabrikalar kurarak dışa bağımlılığı ve ithalatı azaltmak, çağdaşlaşmayı sağlamak isteği.
Örnek: Devletçilik ilkesi doğrultusunda yapılan inkılaplar arasında MTA'nın kurulması, Devlet Demir Yolları, Uşak Şeker Fabrikası, devlet bankalarının kurulması (Etibank ve Sümerbank gibi) sayılabilir.
İnkılapçılık İlkesi
İnkılapçılık ilkesi, Atatürk'ün ilkeleri ve inkılapları arasında değişim ve ilerlemeyi temsil eder. Bu ilke, bir toplumun eskimiş, gelişmeyi ve ilerlemeyi engelleyen kurumlarını kaldırıp yerlerine yenilerini kurma, yerleştirme ve benimsetme işi olarak tanımlanabilir.
İnkılapçılık ilkesinin temel özellikleri:
- Tüm Atatürk ilkelerine dinamizm yani hareketlilik kazandıran ilkedir.
- Ana düşünce, çağın gerisinde kalmama ve toplumun sürekli çağdaşlaşmasıdır.
Örnek: İnkılapçılık ilkesi doğrultusunda yapılan inkılaplar, diğer ilkelerde anlatılan tüm inkılapları kapsar, çünkü hepsi çağdaşlaşma için yapılmıştır. Bunlara ek olarak takvim, ölçü birimleri, hafta sonu tatili gibi değişiklikler de bu ilke kapsamında değerlendirilebilir.
Atatürk'ün ilkeleri kısaca açıklamaları pdf formatında birçok kaynakta bulunabilir, ancak bu ilkelerin derinlemesine anlaşılması için tarihsel bağlamın da dikkate alınması önemlidir. Bu ilkeler, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesini yansıtır ve modern Türkiye'nin şekillenmesinde kritik rol oynamıştır.
Atatürk'ün milli egemenlik ile ilgili sözleri ve milli egemenlik demokrasi açısından önemi, bu ilkelerin temelini oluşturur. Milli egemenlik ilkesi, halkın kendi kendini yönetme hakkını vurgular ve demokratik bir toplumun temel taşıdır.