İndir
Google Play
25.07.2024
3
0
Paylaş
Kaydet
Kayıt Ol
Tüm belgeleri görebilirsin
Milyonlarca öğrenciye katıl
Notlarını Yükselt
Kaydolduğunda Hizmet Şartları ve Gizlilik Politikasını kabul etmiş olursun
Kayıt Ol
Tüm belgeleri görebilirsin
Milyonlarca öğrenciye katıl
Notlarını Yükselt
Kaydolduğunda Hizmet Şartları ve Gizlilik Politikasını kabul etmiş olursun
Hücre Bölünmesinin Gerekliliği Hücre Neden Bölünür? Yüzey/Hacim Oranının Bozulması Yüzey/hacim oranının bozulması, hücrelerin büyümesi sırasında ortaya çıkan bir sorundur ve bu durum hücrelerin işlevselliğini olumsuz etkileyebilir. Hücre büyüdükçe, yüzey alanı (plazma membranı) hacmine (sitoplazma) oranla yeterince artmaz, bu da hücrenin madde alışverişini zorlaştırır. Yüzey alanı, hücrenin besin maddelerini, oksijeni ve diğer gerekli maddeleri alıp atık ürünlerini dışarı atabilme kapasitesini belirler. Yüzey/hacim oranı bozulduğunda, hücre büyüdükçe yüzey alanı hacme oranla yeterince artmaz ve hücrenin yeterli madde alışverişi yapması zorlaşır. Ayrıca, büyük bir hücre daha fazla enerjiye ve kimyasal reaksiyona ihtiyaç duyar, ancak yüzey alanı yetersiz kaldığında, bu ihtiyaçları karşılamak için gerekli maddelerin hücre içine girişi ve atıkların atılımı yavaşlar. Hücre zarındaki reseptörler ve diğer sinyal iletici yapılar da büyük hücre hacmini yeterince yönetemeyebilir. Bu nedenle, hücre belirli bir boyuta ulaştığında genellikle bölünerek bu oranın yeniden dengelenmesini sağlar. Hücre bölünmesi, hücrelerin sağlıklı bir yüzey/hacim oranını koruyarak verimli çalışmasına olanak tanır. Çekirdek/Sitoplazma Oranının Bozulması Çekirdek, hücredeki genetik materyali barındırır ve hücre faaliyetlerini düzenler. Hücre büyüdükçe sitoplazmanın hacmi artar, ancak çekirdek bu artışı karşılayacak şekilde büyüyemez. Bu durumda çekirdek, hücrenin artan metabolik ihtiyaçlarını ve genetik materyalin ifade edilmesi süreçlerini yeterince yönetemez hale gelir. Çekirdek/sitoplazma oranı bozulduğunda, çekirdekten gelen sinyallerin ve genetik bilginin sitoplazmanın her yerine etkin bir şekilde iletilmesi zorlaşır. Bu durum hücrenin büyümesini, protein sentezini ve diğer hücresel işlevleri olumsuz etkileyebilir. Hücre, belirli bir boyuta ulaştığında genellikle...
Ortalama Uygulama Puanı
Öğrenci Knowunity kullanıyor
Eğitim uygulamaları tablosunda 11 ülkede
Öğrenci ders notlarını yükledi
iOS Kullanıcısı
Stefan S, iOS Kullanıcısı
S., iOS Kullanıcısı
bölünerek çekirdek/sitoplazma oranını dengeler. Hücre bölünmesi, hücrelerin sağlıklı bir çekirdek/sitoplazma oranını koruyarak verimli çalışmasına olanak tanır. Bu mekanizma, hücrelerin sağlıklı büyümesi ve işlevlerini yerine getirebilmesi için kritik öneme sahiptir. DNA'nın Kendini Eşlemesi DNA'nın kendini eşlemesi, hücre bölünmesi sırasında genetik bilginin doğru bir şekilde kopyalanması sürecidir ve bu süreç, organizmaların büyümesi, gelişmesi ve onarımı için kritik öneme sahiptir. Bu işlem, hücre döngüsünün S fazında gerçekleşir ve birkaç aşamada tamamlanır. Öncelikle, DNA çift sarmalı, helikaz enzimi tarafından açılarak iki ayrı iplik haline getirilir. Bu işlem, hidrojen bağlarının kırılmasıyla gerçekleşir ve iki iplik birbirinden ayrılır. Ayrılan iplikler, her biri kalıp görevi görerek yeni DNA ipliklerinin sentezlenmesine zemin hazırlar. DNA polimeraz enzimi, serbest nükleotidleri kullanarak bu kalıp ipliklere uygun yeni nükleotidleri ekler. Bu süreçte, Adenin (A) bazına karşılık Timin (T), Guanin (G) bazına karşılık ise Sitozin (C) nükleotidi gelir. Böylece, her bir eski iplik üzerinde yeni bir iplik sentezlenir ve sonunda iki yeni çift sarmal DNA molekülü oluşur. Bu işlem sırasında, primer adı verilen kısa RNA dizileri sentezlenir ve DNA polimeraz enzimi bu primerlerin uçlarına nükleotidleri ekleyerek yeni DNA zincirini oluşturur. Okazaki parçaları adı verilen kısa DNA parçaları, lagging strand (geri kalan iplik) üzerinde sentezlenir ve daha sonra ligaz enzimi tarafından birleştirilir. Bu aşamalar sonucunda, her bir yeni DNA molekülü, bir orijinal iplik ve bir yeni sentezlenmiş iplik içerir. Bu yarı koruyucu (semi-conservative) model, her yeni DNA molekülünün bir ebeveyn molekülün bir kopyasını içerdiği anlamına gelir. DNA'nın kendini eşlemesi, genetik bilginin doğru ve eksiksiz bir şekilde sonraki hücrelere aktarılmasını sağlar. Bu mekanizma, canlı organizmaların genetik bütünlüğünü korumak için son derece önemlidir ve herhangi bir hata veya eksiklik, genetik bozukluklara veya hücre fonksiyonlarının bozulmasına neden olabilir.